Ana Sayfa
     İznik
     Tarihi Eserler
     => Camiler
     => Medreseler
     => Hamamlar
     => Türbeler
     => İmaretler
     => Surlar
     => Tiyatro
     => Kiliseler
     => Dikilitaş
     => Su Yolları
     => Ayazma
     => Hipoje
     => Senatüs Sarayı
     1. & 2. Konsüller
     Çini
     İznik Gölü
     Foto İznik
     İletişim
     Ziyaretci defteri



ALİMLER DİYARINA HOŞ GELDİNİZ - Türbeler





Eşrefrumî Türbesi 

   Eşrefzade camiinin yanındadır. Hazire şeklindedir. Hazirede 12 yatır vardır. Eşrefzade Abdullah Rumî XV.yy.da çağının tanınmış velilerinden Bursa'da Emir Sultan ( öl.1429) , Ankara'da Hacı Bayram-ı Veli , Hama'da Şeyh Hüseyin Hamevi'nin yanlarında yetişen Eşrefoğlu yetişen Eşrefoğlu'nun ünü İznik'i aşan bir mutasavvuf ve Kadiriye'nin bir kolu olan Eşrefiye Tarikatının kurucusu olmuştur.
     Babasının adı Seyyid Ahmed ül Mısrî 'dir. Gençliğinde Mısır'dan Anadolu'ya göç etmiş, daha sonrada İznik'e yerleşmiş bir zattır. Eşrefoğlu'nun iki kardeşinden birinin Hama'da diğeride Manisa'da medfun bulunduğunu Asaf Halef Çelebi Eşref oğlu Divan'ın'da bildirmektedir.
Asıl adı Abdullah Rûmî bin Seyyid Ahmet Eşref bin Seyyid Muhammed Süyûfî'dir.
    Tahsilini İznik ve Bursa'da yapmıştır. Bursa'da Veli Emir Sultan tarafından Hacı Bayram-ı Velî'ye gönderilmiştir.On bir yıl mürid olarak Ankara'da bir tekkede imamlık yapmış ve o yıllarda Hacı Bayram'ın kızı ile evlenmiştir. Daha sonra Hama kentine giden E.Rumî , Şeyh Hüseyin Hamevi'nin mensub olduğu Kâdirîlik tarikatını benimser ve İznik'e dönünce bu tarikatın bir kolu sayılan ve kendisi ile başlayan Eşrefîliği yayar. Eşrefzâde 874 H./ 1469 M. yılında İznik'te vefat etmiş ve tekkesinin yanına gömülmüştür. 

Eşrefoğlu'nun Eserleri :

1- Müzekkin-i Nüfûz
2- Divan
3- Tarikatname
4- Fütüvvetname
5- İbret-name
6- Hayretname'dir.
Bu son dört eser yazma nüshadır. 




          Kırgızlar Türbesi

   İznik'te ilk Osmanlı devrine aittir. Mimarisi bakımından en ilgi çekicilerden biridir. Şehrin yanında , Yenişehir Kapı yakınında , Bursa - İznik yolu üzerinde tarlalar arasında kalmıştır. Orhan Bey zaviyesinin karşısında, zaviyenin bakımı ile görevlendirilen Orta Asya'dan gelen Gazi Erenlerin türbesi olan bu yapıya halk , Kırgızlar - Velidiler-Kırk Kızlar demişlerdir.
    Selçuklu etkisindeki yapı , aynı eksen üzerinde tonozlu giriş ayvanı ve arkasındaki kubbesi mekan taş ve tuğladan yapılan bu kubbesi yüksek bir kasnağa oturan bu mezar anıtı Türk Kültür tarihi bakımından da önemli bir eserdir.
   Yapının inşa kitabesi yoktur; içindeki sekiz yatır kitabesizdir. Yenişehir Kapısının yaklaşık yüz metre ilerisinde olan bu türbenin 14yy. ait olduğunu Ülgen, E.H.Ayverdi'de mimari verilere göre ( 1324-60 ) dönemlerine rastladığını belirtir. Yapı ,mimari ve kalemişi süslemeleri açısından büyük önem taşır.
   Türbe kuzey-güney doğrultusunda ard arda sıralanmış , yaklaşık eş boyutlu iki kare mekandan oluşur. Kuzey cephedeki giriş kapısı dikdörtgendir. Dışa taşkın köşe payelerinden doğudaki 0.15 m. yüksekliğe kadar belirgindir. Mekanı örten kubbe on iki cepheli yüksek bir kasnak üzere oturur. Kubbe dıştan kiremitle kaplıdır. Doğu batı duvarlar bir üç sıra kaba yontulmuş , iki sıra tuğla ile dönüşümlü olarak almaşık teknikle örülmüştür. Kuzey duvar moloz taş ve tuğladır. Kasnağın üst kısmı moloz taşla 0.60 m. yükseltilmiştir. Yapının tüm cephelerinde kiriş yuvaları görülür. Pencere kenarındaki süslemeler birbirinden farklıdır. Doğu ve güneydeki pencere , kıvrık dallar ve rumîlerle bezenmiştir. Kuzey pencerede kıvrık dallar , hataîler ve çiçek motifleri arasında , bir yılanın dolandığı sütun üzerinde , içi meyve dolu vazo görülür. Kubbede ise yıldız biçiminde bir rozet görülür. Ülgen Türklerin İznik'i fethinden sonra bir Türkün nezareti altında Bizanslı işçilere yaptırılmış olabileceğini ileri sürer.
 




Abdulvahap Sancaktari Türbesi

    XIII. y.y.da yaşadığı sanılan Abdulvahap dede veya Abdulvahap Sancaktari , 717 - 740 yıllarında Anadolu'ya gelen İslâm ordularının İznik'i fethi sırasında Sancaktar olan Abdulvahap Sancaktari fetih sırasında şehit düşmüştür. Türkler, İznik alınınca bu şehit sancaktar için şehrin doğusunda , İznik'e ve göle egemen tepe üzerinde bir mezar yapılmıştır.
    Abdulvahap Sancaktari hakkında halk hikayeleri anlatılmaktadır. Şehirde en çok ziyaret edilen yerlerden biridir. Abdulvahap Sancaktari ayrıca Bayraklı Dede diye anılmaktadır.
 



      Hayreddin Paşa Türbesi

( HALİL HAYREDDİN VE ALİ PAŞA TÜRBESİ - HAYREDDİN TÜRBESİ- KADI ÇANDARLI KARA HALİL TÜRBESİ-KARA HALİL HAYREDDİN PAŞA KÜNBETİ - HALİL PAŞA TÜRBESİ - HALİL HAYRÜDDİN PAŞA TÜRBESİ- ÇANDARLI HAYREDDİN PAŞA TÜRBESİ )

    Şehrin dışında , mezarlık içindedir. Türbede I. Murat'ın Sadrazamı C. Kara Halil Hayreddin Paşa ( 1305-1387 ) ile oğlu C. Ali Paşa ( öl.1410 ) ve Davud'a ait sandukalar bulunmaktadır. 1922'de türbeyi Yunanlılar yıkmışlar ve sonra onarılmıştır. Kesme taş ve tuğla karışımı duvarlı , kare planlı iki kubbeli , iki odalı olup doğudaki odada sadrazamlar , batıdaki odada soyundan gelenler gömülüdür. 
   Mezar taşının biri 1835 tarihlidir. Buda Çandarlıların yakın bir geçmişe kadar İznik'te yaşadıklarını gösterir.
İki kubbe mekanda oluşan türbenin doğu mekanında iki mermer lâhid yer alır; kuzeydeki
Çandarlı Halil Hayreddin Paşa'ya , güneydeki oğlu Ali Paşa'ya aittir. Hayrettin Paşa'nın lâhdinin ayak taşı iç ve dış yüzündeki kitabelerde , Paşa'nın 789 H. / 1387 M. yılında Serez'de vefat ettiği yazılıdır. Lâhdin baş taşı iç ve dış yüzlerinde , sandukanın kuzey ve güney eğik kısımları ile güney yüzün düşey kısmında dua kitabeleri mevcuttur.
  Ali Paşa'nın lâhdinin ayak taşı dış yüzündeki kitabede , Paşa'nın 809 H./ 1406 M. yılında vefat ettiği yazılıdır. A.M.T. Koyunluoğlu , aynı mekanda İbrahim Paşa'ya ait üçüncü bir mezarın bulunduğunu belirtir. Kitabesine göre Halil Hayreddin Paşa'nın 832 H./ 1429-30 M. yılında ölen diğer bir oğlu burada gömülüdür.
   Batı mekânında bu gün onbeş kitabesiz basit mezar vardır. P.Wittek burada yatan , Çandarlı Ailesi'ne mensup yedi kişinin ismini verirler . duvara dayalı bir mezar taşının kitabesinin Halil Hayreddin Paşa'nın torunlarından 898 H. / 1492-93 M. yılında ölen Davut Çelebi'ye ait olduğunu belirtirler. Diğer mezarlar : Fatma Hatun ( öl.843 H. / 1439 M.) , Sili Han ( öl. 969 H. / 1561 M. ), Osman Bey Abdülvehap ( öl. 1200 H. / 1785 M. ) , Ali Bey ( öl. 1204 H. / 1789 M. ) Azime Hatun'a ( öl. 1251 H. / 1835 M.) aittir. E.H.Ayverdi ise burada taşı harap olduğu için hüviyeti bilinemeyen büyük bir erkek kabri , diğer bir erkek, 8 kadın , 6 çocuk ki , cem'an 16 lâhid vardır demektedir.
   Hayrettin Paşa'nın kitabesinin ayaktaşı iç yüzünde Hayruddin Paşa yedi yüz seksen dokuz yılında Serez şehrinde yokluk evinden bekâ evine göç etti.
Kitabenin ayaktaşı dış yüzünde Ayın altıncı Çarşamba günü Mehmed , Hazreti Mevlâya kavuştu ilk bahara müsadif rebiülevvel ayında yer , gök ehli onun için kan ağladı. Onun ruhu cennete gitti ( cennet yolunu tuttu )
  Kitabenin ayak taşı dış yüzünde "Vezirlerin efendisi ve halkın eşrâfının sığınağı Hayruddin Paşa oğlu Ali Paşa ( Allah her ikisininde makamını cennet etsin) , hicrî sekiz yüz doksan senesinin Receb ayının yedinci günü Cumartesi , yokluk evinden sonsuzluk evine göçtü" yazılıdır.
Banisi kesin olarak belli olmayan yapıya adını veren Halil Hayreddin Paşa , Osmanlı Devleti'inde önemli rol oynayan Çandarlı Vezir Ailesinin büyük atasıdır. Nerede doğduğu kesin bilinmemekle birlikte , muhtemelen Eskişehir'e bağlı Nallıhan kazasının Cendere Köyündendir. Babasının adının Ali olduğu , kendisinin yaptırdığı İznik Yeşil ve Serez'deki Eski Cami'nin kitabelerinde belirtilmiştir. Osmanlı Devletinin kuruluş dönemlerinde önemli görevlerde bulunmuş , kadılık yaptığı sıralarda Kara Halil, vezirliğinde itibaren ise Hayreddin Paşa adıyla anılmıştır. İlmiye sınıfında yetişen Halil Hayreddin Paşa'nın , Orhan Gazi döneminde ( 1324-1362 ) önce Bilecik , sonra İznik ve daha sonrada Bursa kadılığı yaptığı bilinmektedir. I. Murat 1362 yılında tahta geçmesinden sonra , kazaskerliğe atamıştır. I.Murat, Paşa'yı Batı Trakya'nın fethiyle görevlendirmiş Selanik ve çevresini ele geçirmiştir. I. Murat 788 H. / 1386 M. yılında , Batı Trakya'nın idare ve korunmasını Paşa'ya bırakmıştır. Kısa bir süre sonra Yenice'de hastalanan Paşa Serez'e götürülmüş ve orada ölmüştür. Naşı , sonradan yerine vezir olan oğlu Ali Paşa tarafından iznik’e getirilerek , türbesine gömülmüştür. Mezar taşındaki kitabede ölüm tarihi 789 H. / 1387 M. olarak belirtilmiştir.
Ali Paşa , Halil Hayreddin Paşa'nın üç oğlunda büyüğüdür. Nerede Doğduğu bilinmemektedir. I.Murat döneminde ( 1362-1389 ) önce kazasker , babasının ölümünden sonra vezirlik görevine getirilmiş , bu görevini Yıldırım Beyazit döneminde ( 1389-1402 ) de sürdürmüştür. Ali Paşa 809 H. / 1406 M. yılında ölmüş ve babasının yanına gömülmüştür.
   Yapının içindeki Halil Hayreddin Paşa ve Ali Paşa lahitlerinin bulundu bölümün geçiş sistemine göre 13. yy. Anadolu Selçuklu inşa geleneğine bağlanmaktadır. K. Otto Dorn iki mekanın farklı dönemlere sahip olduğunu , büyük mekanın eskiden bir “ibadet yeri olduğunu ve daha sonra Halil Hayreddin Paşa'nın akrabalarının mezarlığı haline dönüştürüldüğünü belirtmektedir. Farklı büyüklüklerde , iki mekandan oluşan yapı , dıştan doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlıdır. Batı mekan kare planlı olup , üç gen kuşakla geçilen kubbe ile örtülüdür. Kubbesi onikigen sağır kasnak üzerine oturur . büyük mekan dik eksenlerde dikdörtgen pencereler içeren onaltıgen kasnaklı bir kubbe ile örtülüdür. Her iki kubbe ve köşe pahları kiremitle kaplanmıştır. Giriş ve iki mekanı bağlayan kapı , ayrıca tüm pencereler içte dikdörtgendir. Büyük mekanın zemin seviyesi diğerinden 0.77 m. yüksektir. Kuzey ve güneyden şekillerle çevrelenen küçük mekanın kubbesi 1.60 m. çapında yuvarlak aydınlatma açıklığı içerir. Cepheler bir sıra taş , bir üç sıra tuğla ile almaşık teknikte örülmüştür. Pencere kemerleri , güney cephedeki yuvarlak kör kemer , beden duvarları ve kasnağın saçak altındaki testere dişi frizler tuğladır. Yapı içten tümüyle sıvalıdır.
 



 

Çandarlı İbrahim Paşa Türbesi

    Şehrin doğusunda , Lefke kapısının iç kısmında , Kılıçaslan caddesinin üzerinde yer alır. Mimari bakımdan önemsizdir. Türbede bulunan beş sanduka Candarlı Halil Paşa'nın oğlu Sadrazam İbrahim Paşa ( öl. 1427 ) oğlu Hayreddin Paşa , kızları Fatmaye , Saide Hatunlar ile C.Ali Paşa'ya aittir.
  Lefke kapısına giden yolun solundaki türbede kitabeli dört mezar vardır. Bunlardan büyük olanı İbrahim Paşa'ya aittir. Mermer sandukanın baş taşı 48x136 cm. ; ayak taşı 41x127 cm. dir. Ayak taşı iç ve dış yüzlerindeki kitabelerde Paşa'nın 24 Zilkade 832 H. / 25 Ağustos 1429 M. yılında öldüğü belirtilmektedir. İkinci mezarın asıl kitabesinin olduğu ayak taşı kırıktır; sağlam kalan yerlerinden , Ahmed bin Halil Paşa ismi ve 832 H./ 1428-29 M. tarihinde okuna bilmektedir. Üçüncü mezarın baş taşındaki kitabede İbrahim Paşa'nın kızı Fatma Hatun'un Rebiyü'l-âhir 843 H. / Eylül 1439 M. de öldüğü yazılmıştır. Dördüncü mezar 847 H./ 1443 M. de ölen Saide'ye aittir.
   Ayak taşı dış yüzünde Halkın eşrâfının başı, vezirlerin dayanağı , memleketlerin sulha kavuşturucusu , tehlikeleri bertaraf eden Hayrettin Paşa oğlu İbrahim Paşa ( ikisinin de âhirette toprakları güzel koksun ) intikal etmiştir.
Ayak taşı iç yüzü " Hicret tarihinin sekiz yüz otuz iki senesinde , Zilkade ayının yirmi dördünde Perşembe günü.İbrahim Paşa , Çandarlı Halil Hayreddin Paşa'nın küçük oğludur. Medrese tahsili görmüş ve Bursa kadılığı yapmıştır. 1415 yılında kazasker olan Paşa 1421 de vezir olmasına kadar ki dönem hakkında yeterli bilgi yoktur. İbrahim Paşa 832 H. / 1429 M. yılında ölmüş ve İznik'teki türbesine gömülmüştür. Paşa'nın İznik'teki türbesinin doğusunda bitişik bir imaret ve ayrıca bir saray yaptırdığı bilinmektedir. Bu gün mevcut olmayan her iki yapıdan imaret kitabesi İznik Müzesindedir. 45x75 cm. boyutlarındaki üç satırlık mermer kitabeden , imaretin Cemaziyü'l-Ahır 828 H. 22 Nisan 1425 M. de başlanıp 830 H. / 1426-1427 M. tarihinde tamamlandığı anlaşılmaktadır.
   Bugün örtüsü tamamen yıkılmış olan türbe kuzey güney yönünde dikdörtgen planlıdır. Yapının güney duvarı ile doğu ve batı duvarlarının güneyi yenilenmiştir. Batı duvarında bir kapı , güneyinde bir pencere ve dikdörtgen bir niş , güney duvarda eksende yarım yuvarlak mihrap nişi , eksene simetrik birer pencere görülür. Yapının kuzey duvarı ile doğu ve batı cephelerinin orijinal kısımları kesme taş , diğer kısımlar kerpiç ve moloz taşlarla örülmüştür.
   Ülgen türbenin çatısının ahşap olduğu , Ayverdi ise yapının 1949 yılından önce yıkıldığını söyler.


      Çandarlı Halil Paşa Türbesi

   Kılıçaslan caddesi üzerinde eski Belediye itfaiyesinin karşısında bulunmaktadır. Kerpiç duvarlı ve bakımsız türbe örneklerinden olan türbenin çatısı yıkılmıştır. 
   Halil Paşa , Fatih Sultan Mehmet'in sadrazamlarındandır. İstanbul'un alınmasının yeni haçlı seferlerine neden olabileceğini belirterek Fatih'in bu kararına karşı çıkmıştır. Ancak İstanbul , 1453'de alındıktan sonra idam edilmiştir. Halil Paşa böylelikle Osmanlı tarihinde ilk idam edilen sadrazam oldu . Oğlu Yusuf Bey'in yanına defedildi.
    Halil Paşa'nın türbesinde oğlu Yusuf Çelebi'den başka , oğullarından Kazasker Süleyman Çelebi ile Vezir-i Azam ikinci İbrahim Paşa'nın kabri, İsa Paşa oğlu İbrahim Çelebi ve 969 H. 1556 m.de vefat etmiş olan üç kızı medfundur.
   Türbede kitabeleri tahrip olmuş on iki mezar taşı görülür. Batıdaki kitabeli mezar taşı İbrahim oğlu Halil Paşa'ya aittir. Altı kitabeden üçü Halil Paşa’nın oğulları Yusuf Çelebi , Süleyman Çelebi ve II. İbrahim Paşa'ya ; diğerleri İbrahim Çelebi ile 969 H./ 1566 M. de vefat etmiş kızları Nefise , Sitti ve Hatice'ye aittir. K. Otto Dorn yapıyı yaklaşık 834 H. / 1430 M. yılları arasında tarihlemektedir. E.H.Ayverdi ise türbeyi II . Murad döneminde ( 1421-1451 ) eserleri arsında inceler . Çandarlı İbrahim Paşa'nın büyük oğlu olan Halil Paşa medreseden yetişmiştir. I.Murad döneminde ( 1359-1389 ) kazaskerlik ve baş vezirlik görevlerinde bulunmuştur. İstanbul kuşatmasına taraftar olmayan Paşa 1453 yılı Temmuz'unda katledilmiş ve İznik!teki türbesine gömülmüştür. Halil Paşa yakınına , bugün mevcut olmayan bir imaret ve mescit inşa ettirmiştir. Vakıflar Genel Müdürlüğü'nde Halil Paşa'ya ait bir vakıf kaydı tesbit edilmiştir.
   Bugün örtüsü yıkılmış olan türbe kuzey-güney doğrultusunda düzensiz dikdörtgen planlıdır. Kuzey ve batı duvarında bir pencere vardır. Yapının batı cephesi kesme taş , diğer kısımları moloz taş ve kerpiçle örülmüştür. 


Çandarlı Halil Paşa Türbesi

Bugün 1 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı!

DÖRT MEDENİYETİN BAŞKENTİ İZNİK
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol